Beslenme uçsuz bucaksız bir konu. Her gün yeni bir araştırma çıkıyor ve maalesef her kafadan bir ses çıkıyor. Çünkü işin içinde koskoca bir endüstri var ve halkı işlerine geldiği gibi yönlendiriyorlar. En büyük destekçileri de medya ve doktorlar. Örneğin Fransa’da; günde mutlaka 3 porsiyon süt ürünü tüketin, çocuğunuza süt içirin, anne sütü olmasa da olur formül mama verin diye hastalarını yönlendiren doktor sayısı inanılmaz derecede çok. Aksini söyleyenlerin zaten maalesef inanılırlığı yok.
İşte bu yüzden doğru bildiğimiz ne kadar çok yanlış var aslında. Şöyle aklıma gelen birkaç tanesini paylaşmak isterim:
Tereyağ tu kaka, margarin 10 numara: Margarinde bulunan trans yağ başta kalp sağlığı olmak üzere tüm sistemimiz için büyük tehlike unsuru. Ne ekmek üstüne sürmek, ne yemek ne de börek çörek yapmak için kullanılmamalı.
Asitli içecekler yaramaz, meyve suyu olmazsa olmaz: Kutuda satılan pastörize meyve suları da en az asitli içecekler kadar vücudu asitlendirir. Taze sıkılmış meyve suları soğuk sıkım ise ve hemen tüketilecekse içilebilir. Yine de meyve lifleriyle tüketilmelidir.
Metabolizmanın çalışması için mutlaka kahvaltı yapmak gerekir: Yediğimiz besinler sindirilmeden vücuda enerji sağlayamazlar. Sindirim de başlı başına enerji gerektirir. Sabahları kahvaltı yapmak gün için gerekli enerjiyi sağlamaz. Akşam yemeği ertesi gün için gerekli enerjiyi sağlar. Sabahları sindirimi kolay, hafif şeyler yenilmelidir. Örneğin meyve. Yoksa işimizde kendimizi yorgun hissederiz. Öğle yemeği için de aynı şey geçerli.
Kahvaltıda müsli ya da kahvaltılık gevrek yemek sağlıklıdır: Hazır gıdaların hepsi palm yağı, farklı isimler ardına bürünmüş şeker içerir. Özellikle mısır gevrekleri kilo aldırmak için birebir. Hepsi vücuda toksin yükler ve bu da vücudu asitlendirir ve kilo alımına neden olur.
Kilo vermek için light / şekersiz ürünler tercih edilmeli: Light ürünlere fazladan şeker –tabi farklı isimlerde ve daha da tehlikelileri- ya da yağ eklenir.
Bal ya da pekmez şekerin sağlıklı alternatifleri: Şekerin sağlıklı alternatifi meyve yemek olabilir. Bal ya da pekmez ısıtıldığı zaman içeriği tamamen değişir ve sağlığa zararlı hale gelir. Pekmez zaten ısıtılarak yapıldığı için, sağlıklı olup olmadığı da tartışma konusu. Aynı şekilde keklerin içine şeker yerine hurma, muz, elma koymak da onları sağlıklı yapmaz. Kötünün iyisi denilebilecek hindistancevizi şekeri ya da rapadura şekeri sayılabilir.
Ara öğün olmazsa olmaz: 2 ya da 3 öğün, bir sağlık gerekçesi olmadığı sürece yeterlidir çünkü öğünler arasındaki süre sindirim için kullanılır. Kişi duygusal açlıkla fizyolojik açlık arasındaki farkı anlamalı. O zaman gerçekten acıkıldıysa ara öğün yenilebilir.
Süt ve süt ürünleri çok önemli kalsiyum kaynağıdır: Süt ürünleri vücudu asitlendirir ve vücudun kendini dengeleyebilmesi için başta kalsiyum olmak üzere bazik minerallerinin azalmasına neden olur. Bu mineraller başta dişlerden eksilir. Kemik erimesi, hoş geldin!
Çok meyve yemek kilo aldırır: Bunu söyleyebilmek için kişinin tüm beslenme şeklini bilmek gerekir. Örneğin tamamen meyve, sebze ve biraz tohumlarla beslenen veganlarda kilo problemine rastlanmaz.
Meyve yemek sonrası ya da ara öğünde yenir: Meyve kolay sindirildiği için, fermente olabilir ve şişkinliğe, enerji kaybına neden olur. Yenilmesi en uygun zaman sabah kahvaltısı ya da öncesi, yemekten 4-5 saat sonrasıdır.
Tam buğday ürünleri sağlıklıdır: Buğday ürünlerinin hepsi glüten içerir ve glüten hiçbir bünye için sağlıklı değildir. Kimi bünye bunu hiç tolere edemezken, kimi de ekşi maya ile glütenin etkisini azaltarak kullandığı için daha az etkilenir. Ayrıca organik olmayan tam buğday ürünlerinde de pestisit mevcut.
Günde en az 8 bardak / 2lt su içmek gerekir: Kişinin beslenmesi, yaşadığı yerin iklim koşulları, işi bu konuda belirleyicidir. Bir frutaryen 2 bardak suyla yetinebilir fakat yüksek hayvansal protein tüketen birine, özellikle de spor yapıyorsa, 2lt su bile yetmez; emziren bir annenin 3-4lt su içmesi gerekir.
Kefir olmazsa olmaz: Her bağırsak kaldırmayabilir. Olmazsa olmaz değil.