SÜTE DAİR 2/3 : İŞLENMİŞ SÜTE HAYIR!

SÜTE DAİR 2/3 : İŞLENMİŞ SÜTE HAYIR!

Bu yazı bir öncekinin devamı. Damdan düşer gibi konuya giriyorum ; bir önceki yazıyı okumanızı tavsiye ederim.

İkaria Adası’nda yaşayanlar ÇİĞ keçi sütü kullanıyor. Biz bugün piyasada pastörize, homojenize, standardize, UHT süt bulurken ve özellikle bunları ararken, adamlar keçiyi sağıp sütü direkt kullanıyor. Dur bekle sevgili Pastör ; sen Onları sövmeden şöyle bir anlatayım değişik süt çeşitlerini.

 

ÇİĞ SÜT: Hiçbir işlem görmemiş süttür. Direkt olarak hayvanin sağılmasıyla elde edilir. Daha yoğun kıvamlı ve aromatiktir. 72 sa içinde tüketilmesi ve 4°C’da saklanması gerekir. Eğer hayvanın sağlığında, memenin hijyeninde bir sıkıntı yoksa, son derece doğal ve sağlıklı bir süttür. Saklanacak şişenin de hijyeni çok önemlidir. Çiğ süt çok değerli bir probiyotik, B12 vitamini, B6 vitamini, karotenoid, kalsiyum, fosfor, magnezyum, demir, omega 3, K vitamini kaynağıdır ve pek çok sindirim enzimi içerir.

Probiyotik bakteriler, sütün yoğurt veya peynire dönüşmesini sağladığı gibi, patojen bakterilere karşı da korur. Sindirim enzimleri de sütün kolayca ekşimesine neden olur ; bu da aslında yararlı oluşunun en iyi kanıtıdır. Besinlerden ne kadar hazır sindirim enzimi alırsak, bizim için o kadar yararlı ; kendi vücudumuzun sindirim enzimi üretmesine gerek kalmaz ve başka işlemler için kullanırız enzimlerimizi.

Raf ömrü çok kısa olan çiğ süt, hiç kârlı değildir. Bu nedenle süt ısıya tabi tutularak ömrü uzatılır. Tabi bu süreçte içinde yararlı olan her türlü değer de kaybolur.

 

PASTÖRİZE SÜT: Termik işlemlerin içinde en yumuşak olanıdır. Sütün sıcaklığı, yaklaşık 15 sn kadar 72-85°C kadar yükseltilir ve ardından hemen soğutulur. Bu sırada patojen bakterilerin hepsi yok edilir ve bununla birlikte probiyoktikler ve enzimler de nasibini alır. İnsanların %50’sinde laktoz intoleransı olduğu söyleniyor. Laktozu, yani süt şekerini, şekere dönüşmek için laktaz enzimine ihtiyacımız var. (DEVAMI YORUMLARDA)

#fitnessgourmand #saglikliyasam #beslenme #sagliklibeslenme #temizbeslenme #healthcoach #laktozintoleransi #sütalerjisi #vegan #lactose #anne #bebek #annesütü #UHT

 

Termik işlem görmüş sütte laktaz enzimi bulunmaz. Dolayısıyla laktoz sindirilemez ve meşhur intolerans ortaya çıkar.

Sütün raf ömrü 7-10 güne kadar uzar ; 4°C’da saklanması gerekir. Tat ve içerik açısından çiğ süte en yakın olan süttür. Ama raf ömrü yine perakende zinciri için yeterli değildir.

 

UHT SÜT : ULTRA HIGH TEMPERATURE, yani çok yüksek sıcaklık. Sütün sıcaklığı 2-5 sn kadar 140-150°C’a kadar yükseltilir. Bu sırada içindeki besinler de sizlere ömür. Amma velakin raf ömrü 3-4 ay olup, sevgili perakendecileri pek tabi tatmin eder. Ayrıca steril olduğu için oda sıcaklığında da saklanabilir. Aseptik karton kutularda saklanır; bu kutular 6 katmanda oluşur; bir tanesi de alüminyum folyodur. Evet ağır metal alüminyum.

 

TAM YAĞLI – YARIM YAĞLI – LIGHT SÜT: Yağ oranları birbirinden farklıdır. Ama yağın az olması, düşünülenin aksine sütün daha sağlıklı olması demek değil. Sütte bulunan A – D – E – K vitaminleri yağda çözünür; o halde yağsız sütte bunların emilimi başarısız olur.   

 

Bunların dışında bir de süt homojenizasyon, standardizasyon gibi işlemler de görür. Ayrıca piyasada sütü daha cazip kılmak adına aromalıları da bulunur. Yani anlayacağınız bizim sarı kızdan çıkan saf, mis gibi canım süt, sizin midenize aynı saflıkta varmaz.  

 

Sarı kızın halinden de bahsedelim mi biraz? Ömürleri boyunca hiç durmadan süt veren inekler var biliyor musunuz? İçinizde çocuğunu emziren anneler ne kadar zor olduğunu bilir. Hiç durmadan süt ürettiğinizi düşünebiliyor musunuz? Hem de sizin sütünüze ihtiyacı olmayanlar için. Hayatı boyunca hiç annesinin sütünü ememeyen buzağılar da var çünkü Onların sütünü biz içiyoruz. Endüstriyel amaçla kullanılan inekler tamamen zulüm altında yaşıyor; güneş ışığından, temiz havadan, yeşil otlardan, egzersizden uzak bir yaşam ne kadar #saglikli olabilir? Bu konu çok derin aslında, kısa keseceğim.

 

Ben kendi adıma hayvansal süt içmeyi bırakalı yıllar oldu. 8 aylıkken anne sütünü bırakmışım. Annemler Pınar Süt’e geçmişler ondan sonra. 25 yaşına kadar içtim. Sabahları #kahve içmeden uyanamayan var mı aranızda? Ben de süt içmeden uyanamazdım. Tabi bu kadar içtiğim sütle boyum 2m olmalıyken 1.62’de kaldı. Sütlerin markalarını bile söyleyebilecek kadar tiryakiydim. 25 yaşında süt içince şişkinlik yaşamaya başladım. Fransa’ya yeni taşınmıştım. Ondan sonra bir daha içmedim. Zaten sonra işin içine #vegan lık girince bütün süt ürünleri hayatımdan çıktı. Sonra beslenmem biraz şekil değiştirdi yine. Bugün nadiren sadece çiğ sütten yapılmış keçi veya koyun peyniri, bazen de çiğ inek sütünden yaptığım yoğurdu yiyorum. Evimize 10dk mesafede yerel ürünlerin satıldığı bir çiftlik var. Oradan çiğ süt alıyorum. Ya da organik ürünler aldığım marketten çiğ süt alıyorum bulduğum zaman. Bunların dışında evde badem, fındık, ceviz, kaju sütü yapıyorum. Bazen de organik marketten şeker ilavesiz olanlardan alıyorum. Oğluma da bu sütlerden veriyorum. Zira çok önemli bir protein kaynağı bitkisel süt.

 

Çiğ sütten yapılmış peynirler hangileri diye sorarsanız; Divle tulum, Kayseri Çömlek, Bingöl salamura, Tokat salamura, Malatya peyniri kesinlikle çiğ sütten. Başka kesin bilgiye ulaşamadığım için, yorumlara gerçekten çiğ sütten yapıldığından emin olduğunuz peynir çeşitlerini yazarsanız herkes faydalanabilir bu bilgiden. Bir sonraki süt yazısında yoğurttan ve bitkisel sütten bahsetmeyi düşünüyorum. Ne dersiniz ? Başka değinmemi istediğiniz bir konu varsa sütle ilgili, yorumlara ekleyiniz lütfen.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Merci de renseigner votre identifiant ou votre adresse e-mail. Vous recevrez un e-mail contenant les instructions vous permettant de réinitialiser votre mot de passe. Lütfen kullanıcı adınızı veya email adresinizi girin. Kullanıcı şifrenizi nasıl değiştirebileceğinizi anlatan bir email gönderilecektir.