Süt konusunda hem sağlıkla ilgili, hem de etikle ilgili ne düşündüğümü artık biliyorsunuz. Peynirden de kısaca bahsettim. Gelelim kültürel miraslarımızdan yoğurda.

Yoğurt, sütte bulunan şekerin, yani laktozun, bakterilerle fermante edilmesiyle yapılır. Bu sırada laktik asit oluşur ve bu asit sütteki proteinin kesilmesine ve yoğurdun bildiğimiz kıvamının ve tadının oluşmasına neden olur.

Yoğurt aslında bol sebze (özellikle yeşil yapraklı) ve meyve içeren alkali bir beslenmede yer alırsa çok sağlıklı bir sistemin parçası olur. Faydalarına gelirsek; özellikle iyi bir B vitamini, fosfor, magnezyum, selenyum, çinko ve potasyum kaynağıdır. Demir açısından zengindir. Probiyotik yoğurtlar sindirim için yararlı olabilir. Yine içindeki probiyotikler ve mineraller sayesinde bağışıklık sistemini güçlendirmeye yardımcı olabilir.

Tabi ki herkes yoğurt tüketemez; laktoz intoleransı, kazein alerjisi yoğurt yememenin en temel nedenleri.

Evet yoğurt faydalı olabilir amaaaa… her yoğurt değil. Ben çocukken aldığımız yoğurtlar bir süre sonra ekşirdi. Yani o yoğurtların içinde hayat vardı, bakteriler yaşıyordu. Daha sonra yoğurtlar ekşimemeye başladı, siz de farketmişsinizdir. İşte piyasada satılan, raf ömrü uzatılmış, bunun olabilmesi için pek çok koruyucu madde eklenmiş yoğurtlardan kaçmak lazım. Yani kendi yoğurdumuzu kendimiz yapmalıyız.

Bunun yanı sıra meyveli ve light yoğurtlardan da koşarak kaçmak lazım. Bunların içinde kanserojen katkı maddelerinden tutun, böcek bazlı boyalara, nişasta bazlı şekere (high fructose-corn syrup), aspartma kadar pek çok sağlıkla ilgisi olmayan maddeler bulunuyor. Canınız meyveli yoğurt mu istedi? Yapın kendi yoğurdunuzu, kesin içine istediğiniz meyveyi. Özellikle çocuklarınız için lütfen ama lütfen bu ürünlerden almayın. Etiket okumay alışkanlık edinin.